9 Nisan 2011 Cumartesi

little black dress

"I don’t like people talking about the Chanel fashion. Chanel – above all else, is a style. Fashion, you see, goes out of fashion. Style never."
Coco Chanel


Bir gardrop dolusu kıyafet varsa ama o gün giyilecek bir şey bulunamamışsa günün kurtarıcısı “siyah mini elbise”dir. Yorgun uyanılan sabahların yardımcısı, gardropların %80'inin as elemanıdır.

Sadece hoşuma giden birkaç fotoğraf yayınlayacaktım ama düşündüm ki Coco Chanel ve Audrey Hepburn'ün isimleri geçmezse bu post içime sinmeyecek.

20'ler savaşla dolu zor zamanlardı ve siyah matemin, yas tutan eşlerin rengiydi. Kıyafetlere ise parlak renkler, baskılar ve işlemeler hakimdi.

İşte 1926'da, böylesi bir ortamda ilk kez American Vogue'da yayınlandı Coco Chanel'in o ünlü “little black dress”i. Vogue elbiseyi sadeliği, olağan üstü ve uzun sürecek bir başarıya sahip olma potansiyeli nedeniyle “Chanel'in Ford'u” olarak adlandırdı.

Rakibi Paul Poiret Coco'ya “Bu elbiseyi kimin cenazesinde giymeyi düşünüyorsunuz?” diye sorduğunda “Sizinkinde Monsieur” cevabını aldı.

50'lerde Christian Dior'un “New Look”u ile savaş döneminin tasarrufa yönelik pratik elbiseleri yerlerini metrelerce kumaşla dikilen kabarık eteklere bırakmıştı.

Neyse ki 1956 yapımı Breakfast at Tiffany's filminde Audrey Hepburn'ün giydiği Givenchy elbise ile “little black dress” bir daha hiç çıkmamak üzere hayatlarımıza girmiş oldu.
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder